MİLLİ MÜCADELEDE BOĞAZİÇİ
Kurtuluş Savaşı bir bütün olarak ulusun ayağa kalkışıdır. İşgalcilerin baskı altına almak istediği yurtseverlerin dirilişidir. Teslimiyeti aşağılık kabul edenlerin can-hıraş haykırışıdır.
Köylü, kentli, sivil-asker güç koşullar altında dişe diş, başa baş mücadele vererlerin mutlu sona, yani zafere ulaşmasıdır.
Ulusal savaşın başkomutanı Mustafa Kemal bu kazanımın elde edilmesini açıklarken şöyle demektedir: “İstiklal Savaşı’nı Türk milleti başarmıştır. Ben onun başında naciz bir kumandandan başka bir şey değilim.”
Ulusal kurtuluş Savaşı sadece cephede değil, ülkenin her köşesinde verildi. Aksi olsaydı başarı olamazdı. Ancak, bu dönem yazılırken, İstanbul’un göz ardı edildiğini görürüz. Aslında hatalı bir yol ve yöntemdir bu! Bu anlayıştan yola çıkarak Milli Mücadelede Boğaziçi kitabını yazdım. Araştırmayı derinleştirdikçe, bilhassa aydın fikirli ve yurtsever siviller ile askerlerin Anadolu’ya intikalinin gerçekleştirilmesinde müthiş mücadele verildiğini gördüm. Aynı şekilde İstanbul’un değişik semtlerinde bulunan askeri depolardan kaçırılan silah, mühimmat ve diğer lüzumlu alet-edevatın cepheye ulaştırılmasında, Ulusal kurtuluş mücadelesinde ismi pek geçmeyen İstanbulluların büyük uğraşı ve başarısı vardır. Sarıyer’de, Beykoz’da yani Boğaziçi’nde çok büyük uğraş verilerek elde edilen silah ve cephanelerin takalarla, çektirmelerle, işgal kuvvetlerinin kontrolünden kaçırılarak cepheye ulaştırılması için verilen mücadelenin açık ve geniş yazılması temin edilmedikçe, bu büyük mücadelenin İstanbul cephesi eksik yazılmış olacaktır.
Milli Mücadelede Boğaziçi kitabında, bilhassa Boğaziçi’nde verilen mücadele yazılarak tarihe ışık tutulmaya çalışılmıştır. Bu mücadelenin içinde kimler vardı. Nasıl organize edildi, kimler gizli örgütlerle ilişki kurarak, örümcek ağı gibi semtlerini örerek mücadelenin başarılı olması için emek verdi.
Sarıyer’de Av. Aziz Özgür ve Beykoz’da Eczacı Ferit Bey semtlerinde direnişi örgütlediler. Genişledikçe genişlediler ve büyük bir güç olarak ortaya çıktılar. Sarıyer’deki Rum çetelerin temizlenmesinde İpsiz Recep çetesinin, Beykoz’daki Rum saldırılarının Nazi Sevgen tarafından bertaraf edilmesi…. Armatörlerin devreye girmesi; Tavilzadeler, Kalkavanzadeler, Sadıkzadeler ve diğer armatörlerin işi sahiplenmeleri, Milis Binbaşı Hacıoğlu Mehmet Ragıp Efendi, Milis Yüzbaşı Kalkavanzade İlyas Sami Bey, Milis Yüzbaşı İpsiz Recep Reis… Hocalar, muhtarlar, öğretmenler, gemiciler, taka reisleri, Ermeni
Yurtseverler, balıkçılar, dükkan sahipleri… Yerli işbirlikçiler, ihanet edenler, yerli
azınlıkların inanılmaz başkaldırışı… Türk bayraklarının yerine Yunan bayraklarının çekilmesi ve halkın galeyana gelişi… Yurtseverlerden bir kısmının işkencelerle yıldırılmak istenmesi, bir kısmının idamla yargılanmaları…
Bu kitap, tarihin tozlu sayfalarında kalmış bir bağımsızlık mücadelesinin çarpıcı hikayesidir.
Emperyalizme karşı yazılan en büyük destan hiç şüphe yok ki Kuvveyi Milliye destanıdır. Bu kitapla bu destanın kahramanları gün ışığına çıkarılıyor.
Yayın Tarihi: 2004.